2023 Sentez Yayın Kataloğu (Ocak-Aralık 2023)
    • Felsefe

      ArkheLogos 16

      Açıklama


      Voices Unheard: Re­ecting On Epistemic Injustice And Embracing Linguistic Diversity

      SERAP ELDERE KELEŞ

      Toplumsal Cinsiyet Perspekti‑nden Edebiyatta ‘‘Kadın’’ Temsili

      İCLAL BAĞCI

      Kapasiteler Yaklaşımı: Yoksulluk Kapasite Yoksunluğudur

      EBRU GÜVEN

      Fizikalizm Temelinde Bilimlerin Birliği Tezinin Bir Eleştirisi

      ÖMER FATİH TEKİN

      Platon’un Tanrı Görüşü ve Levinas’taki İzleri

      MEHMET SARSMAZ

      Cicero’nun Liberatores’i: Semper Erunt Clari

      1. CENGİZ ÇEVİK

      Oinoandalı/Muğlalı Diogenes’in Felse‑ Yazıtı

      ALİHAN ŞAHİN

      Atatürk ve Kültür

      BEDİA AKARSU

      Hilmi Ziya Ülken’in Ders Notları: Yeni Zamanlar Felsefesi

      MUSTAFA GÜNAY

    • E-Kitaplar

      Psikolojik Sağlık

      Yazar: Hasan Güneş

      Açıklama


      Bu kitap, yazarın 60 yıl süren kişilere ait, gözlemleri entelektüel
      bir birikimi sonucu ortaya çıkmıştır. Yazar, bu kitabında psikolojik
      sağlık bağlamında çeşitli konulara değinmektedir. Psikolojik
      sağlığa ilişkin saptamalar, analizler ve çözümlemelere giderek
      sonuca ulaşmaya çalışmıştır. Yazar kitabı hareket noktasında
      büyük ölçüde psikolojik sağlık bağlamında “psikolojik terimleri”
      ele almıştır. Bilindiği üzere psikolojik sağlık herkesi ilgilendiği için
      yazar da bu konuyu yüreğinde hissetmiştir. Bu nedenle, yazar
      psikolojik sağlık adlı E- kitabı yazmaya karar vermiştir.
      Bu bir deneme kitabıdır. Elbette psikolojik sağlık konusunun
      açıklanmasında farklılıklar olacaktır. Ancak, yazar psikolojik
      sağlık bağlamında herkesin üzerinde anlaştığı psikolojik terimleri
      hareket noktası olarak ele almıştır. Kitapta her başlık altında bir
      konu ele alınmış ve buna göre açıklamalarda bulunulmuştur.
      Yazar, özellikle genel anlamda öğrencilerin, velilerin ve genel
      anlamda yetişkinlerin dikkatini çekmek istemektedir

    • Felsefe

      Gazzali, Felsefesi ve İslam Modernizmine Etkileri

      Açıklama


      “Gazzâlî, Felsefesi ve İslam Modernizmine Etkileri” adlı bu yapıtın birbiriyle ilişkili üç temel amacı bulunmaktadır. İlki, Gazzâlî’nin düşün sistemini felsefi temelleri ışığında ortaya koymaktır. İkincisi, Gazzâlî örnekliğinde, ortaçağ İslam düşüncesine nüfuz ederek, onun yapılanma koşullarını ve bu koşullar çerçevesinde ortaya konan Tanrı’ya, insana, topluma, değerlere ve bir bütün olarak evrene ilişkin temel düşün – sel çerçevenin (paradigma) görülmesine katkı sağlamak – tır. Bu açıdan Gazzâlî, oldukça önemli bir isimdir; zira o, bir yandan, İslam’ın klasik yapılanma döneminde ortaya çıkmış kelâm, felsefe, tasavvuf ve fıkıh gibi tüm düşünsel ekoller ile ilgilenmiş ve bu konularda eleştirel bir tutumla oluşturulan eserler vermiş; diğer yandan da kendisinden önce anılan ekollerce oluşturulmuş kuramsal çabaları, eleştirel tutumuna dayanarak ustaca birleştirmeyi başarmış bir düşünürdür. Üçüncüsü, ilk iki amacın üzerinde yapılanmaktadır ve Gazzâlî’de en sistematik ifadesini bulan, klasik İslam düşüncesinin günümüze yansıyan yönlerinin izlerini sürmektir. Bu çaba, İslam düşüncesinin tarihsel evrimine yönelme ve modern düşünce ile diyalektik içerisinde olan İslam düşünürlerinin, moderne yönelirken takındık – ları tavrın tarihsel kökenlerini görme açısından oldukça hayatidir. Böylesi bir girişim, aynı zamanda, İslam düşün – cesinde sürekliliği olan, İslam kültürüne damgasını vuran temel düşünsel çerçeveyi görmemize de katkı sağlaya – caktır. Böylece, İslam kültürünün Tanrı’ya, insana, topluma, değerlere ve bir bütün olarak evrene bakışının, kısmen de olsa, tarihin imbiğinden dirençle süzülerek gelen anatomik yapısı belirginleşecek; bundan hareketle, çağımız İslam düşünürlerinin modernle olan diyalektikle – rindeki bunalımların tarihsel kökenleri görülecektir.

    • Genel

      “Reçete 1” Gerçek Mutluluğu Hissetmek İsteyenlere

      Açıklama


      “REÇETE”1 İÇİN GÖRÜŞLER

      Mutlu olma duygusuna ulaşabilmenin giderek zorlaştığı bir dönemde, insanlarımızı tüm zorluklara rağmen o arzu edilen mutluluğa ulaşmanın yollarını göstermeye çalışan, çabalayan, cesaretlendiren ve umutlandıran bir çalışmanın ürünü bu kitap REÇETE.. Gerçek mutluluğu hissetmenin, aslında insan olmaktan geçtiğini anlatan bir çalışma. Yolu açık olsun. Mehmet GÜNAY Sosyal Pedagog – 2023/BURSA

      “Reçete”1 kitabı bir solukta okudum ve anlayabildiklerimi tekrar hatırlayıp gözden geçirdiğimde vardığım sonuç şu oldu… Hayata dair biliyorum sandığım ne çok bilinmezim varmış meğer.. Hayata yetişme çabaları, ekonomik gelecek kaygıları, tatmin etmeyen yüzeysel ilişkiler, kendimi sorgulama biçimleri bunların hepsi belleğimdeki yerlerini tazeledi…Bu kitap ; hani kırık bir şeyleri bütünlemek için aldığımız yapıştırıcıların yanında verilen süreç hızlandırıcılar gibi… Dar zamanların süzgeçlerinden geçmiş, samimi öneriler buketi… Tüm içtenliğimle kutluyor ve çok insana ulaşmasını diliyorum… Hep sevgimle.. – Akif OKTAY Oyuncu/Yönetmen – 2023/BURSA

      Bu tatlı “Reçete” bana çok iyi geldi! İçimizde ve mavi gezegenimiz Dünya’da barışın sağlanması ve daha önemlisi sürdürülmesi Reçete’de yazdığı gibi “Mümkün”…. Siz de mutlaka okuyun, okutun, çoğalalım. – F. Deniz Erdoğan Yazar/Siyaset Bilimci – 2023/ANKARA
      Dünyaya hala hümanist bir şekilde bakabilmek, günümüzde artık en zor şey olsa gerek. Ben bunu nasıl becerebilirim? diye kendinize soruyorsanız size elinizdeki kitabı işaret edebilirim. Okudukça yüreğinizin ısındığını ve sayfalar arasında gezindikçe adeta pamuk gibi olduğunuzu hissediyorsunuz. Dünyadaki her günü birşeyler öğrenmek azmiyle geçirmenin ne demek olduğunu daha iyi anlıyor ve kendinizle kavga edeceğinize barışık olmayı keşfetmenin keyfine varıyorsunuz. Ve en önemlisi, her şeyin başının aslında sevgiden geçtiğini yeniden keşfediyorsunuz, Kıymetli yazarımıza Teşekkür ediyorum bize bunları yeniden hatırlattığı için. – Levent SEVİK/Uzman Antropolog – 2023/MUDANYA

      Her yaşa hitap eden tecrübelerle dolu bir hazine. Ele alındığı konular bakımından okurların bakış açısını değiştirecek, yaşamın içinde karşılaştıkları olaylar karşısında farklı perspektiften bakmaya imkan sağlayacak başucu kitabı. – Nuray DÜLGAR/Yazar – 2023/İSTANBUL

    • E-Kitaplar

      Philosophical Perspectives II

      Açıklama


      Philosophy, as a way of thinking that produces concepts, tries to understand and make sense of what is happening, life, the world, and is based on critical thinking and critical looking. In philosophy, criticism takes its power from reasoning, that is, from putting a principle and thinking and the work done with this reasoning. In this context, the philosopher’s work is to look at life and the world with a critical eye, and to try to see and grasp what is happening and becoming in its entirety. Conceptual thinking thus goes with criticism. At this point, it is necessary to separe a place for language -for language as the language of philosophy. Philosophy is thinking with language, in language and through language. This language is also the language of man; the language that man speaks in existence, and in Being. In this sense, there is no special language of philosophy, language of religion, language of science and language of art. Where there is thinking and speaking, there is only “man’s language”

    • E-Kitaplar

      EDUCATION IN AN INNOVATIVE PERSPECTIVE

      Açıklama


      Education, a word of Latin origin, is a term for desired personal development that includes the concepts of “Educare” and “Educate”. “Educare” equips the learner with a specific skill and is more likely to be associated with a specific job or profession. Education carried out according to “Educere” means empowering, taking students out or further. It is a desired process that enables one to discover the world and know oneself. Educere, for a particular purpose that enables their ideas to be followed and their skills to develop, not entirely because of the value attributed to them it is considered as a process. Education enables the individual to stand on his own feet and adapt to every situation. have the ability to act appropriately, in other words, be successful in adapting to the change process

    • Felsefe

      Patikalar ve Yollar:Felsefe Araştırmaları II

      Açıklama


      Patikalar ve Yollar :Felsefe Araştırmaları I kitabının yayımlanmasının üzerinden üç yıl geçti. Bu süre zarfında Kovid-19 salgınının başlattığı kriz, dünya genelinde cereyan eden diğer olaylarla adeta derinleşti. Küresel siyaset sahnesinde büyük ölçüdeilerici güçlerin tasfiyesiyle sonuçlanan post-faşist eğilimlerinkuvvetlenmesi, iklim krizi ve adaletsizliğinin yarattığı sonuçla-rın gezegenin her bölgesinde olgusal düzeyde belgelenmesi,derin yoksulluk, Batı coğrafyasını kökensel olarak dönüştürmeolasılığı taşıyan insan hareketliliği ve göçmen krizi, hukuksalzeminin gittikçe kaybedilmesiyle belirginleşen hak kayıpları vehak ihlalleri, hakikat-sonrasi dönemde siyasal iktidarlarınepistemik rejimleri ele geçirmesiyle açığa çıkan bireysel-otori-ter tercihlerin baskın hale gelmesi, dünya çapına yayılmaolasılığı taşıyan bölgesel savaşlar… Yaşanan tüm bu olaylarfelsefi üretimin gerilemesine neden olmadı. Patikalar ve Yollar:Felsefe Araştırmaları II başlıklı sekiz makaleden oluşan bu kitapözellikle ahlak, siyaset ve hukuk felsefesi alanlarının temelsoruları ekseninde çağımızın güncel sorunlarına odaklanmak-tadır. Bu kitapla birlikte, mevcut yollardan yola çıkarak açılanyeni patikaları ve yeni patikaların kesiştireceği yepyeni yollarıkeşfetmeyi hedefledik.

    • Genel

      Çağdaş Epistemolojide Temel Problemler

      Açıklama


      Epistemoloji ya da bilgi kuramı felsefenin en merkezi disiplinlerinden biridir ve genel olarak düşünce, özel olarak da bilim ve felsefe tarihinde güçlü bir yeri ve etkisi vardır. Bu kitapta yer alan yazılar, epistemolojinin ontoloji, etik, bilim felsefesi, mantık gibi felsefenin diğer temel disiplinleri ve bilim(ler)le kaçınılmaz bir etkileşim içinde olduğunu ihmal etmeksizin çeşitli çağdaş epistemolojik problemleri irdeliyor

    • Akademik

      Bir Akademisyenin Yabancılaşma Serüveni

      Açıklama


      Ayrımcılık, konumunu, görevi kötüye kullanmak, adam kayırmak, psikolojik yıldırma, kişiliğiyle değil, sahip olduğu konum,mal vs. ile değer görmeye çalışma… diğerleriyle birlikte kurtulmamız gereken toplumsal hastalıklar arasında görünmekte.Bu toplumsal hastalıklar bireylerin yaşamını alt üst edip, ruhsal sorunlar yaşamalarına kaynaklık edebiliyor.Dostum Hasan Güneş bu kısa otobiyografisinde maalesef eğitim kurumlarında maruz kaldığı bu hastalıklı durumlara dair kişisel deneyimlerini bizlerle içten bir viçimde paylaşıyor.Her ne kadar yaşadıklarından dolayı ruhsal sorunlar yaşamış olsa da içinde bir psikolojik yılmazlık taşıdığı da aşikar, çünkü tüm yaşadaıkları onu yazamaktan, paylaşmaktan alıkoyamamış. Yazmanın geliştirmek kadar, iyileştiren bir tarafı da olsa gerel.Duracağı da yok gibi… Tüm bu hastalıkların sona erdiği günleri görmek dileğiyle
      Prof Dr Baki Duy

    • Akademik

      Aydınlanmalar Demokrasi Günümüz Üzerine Düşünceler

      EDİTÖRLER:   H. NUR BEYAZ ERKIZAN

      İOANNA KUÇURADİ

      BETÜL ÇOTUKSÖKEN

      NİLGÜN ÇELEBİ

      OKTAY AKBAL

      ULUĞ NUTKU

      ALİ OSMAN GÜNDOĞAN

      DOĞAN GÖÇMEN

      HATİCE NUR BEYAZ ERKIZAN

      YAMAN ÖRS

      BURCU BAYTEMİR

      ÖRSAN K. ÖYMEN

      SARA ÇELİK

      ARET KARADEMİR

      MUSTAFA GÜNAY

      CENGİZ IŞIK

      NİHAT AYCAN

      ŞAHİN FİLİZ

      KLARA DEVAİ

      MELEK ÇOLAK

      CEM DİŞBUDAK

      VOLKAN GÜLOĞLU

      MUSTAFA GÜNAY

      NEJAT BOZKURT

      ARMAĞAN ÖZTÜRK

      KAMURAN ELBEYOĞLU

      HASAN GENÇCAN

      A. KADİR ÇÜÇEN

      İHSAN BERK ÖZCANGİLLER

      CENNET CEREN ÇAVUŞ

      SANİYE VATANSEVER

      AYSEL DEMİR

      ZAFER AKDAĞ

      YUSUF ÇOTUKSÖKEN

      YASEMİN IŞIKTAÇ

      C. CENGİZ ÇEVİK

      TAŞKINER KETENCİ

      A. KADİR ÇETİN

      HASAN AYDIN

      AYDAN TURANLI

      YAVUZ UNAT

      BERNA ŞİMŞEK

      FİLİZ SARI

      NİLÜFER AKÇA

    • Akademik

      TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TAPU SENEDİ LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI

      Ali Ulvi ÖZDEMİR                                                     İsmail KÖSE

      Ayşe ERYAMAN                                                       İbrahim ERDAL

      Bengül BOLAT                                                          İsmail ŞAHİN

      Betül BATIR                                                              Mahmut BOLAT

      Emre YÜRÜK                                                            Mevlüt ÇELEBİ

      Erkan ŞENŞEKERCİ                                                  Mithat ATABAY

      Fahri KILIÇ                                                                Müzehher YAMAÇ

      Fevzi ÇAKMAK                                                         Nuray ÖZDEMİR TİRYAKİ

      Feyza KURNAZ ŞAHİN                                            Resul YAVUZ

      Figen ATABEY                                                           Selma Göktürk ÇETİNKAYA

      Fuat UÇAR                                                                  Şerif DEMİR

      Gönül Türkan DEMİR                                                 Tahir KODAL

      Güzin ÇAYKIRAN                                                      Talat KOÇAK

      Hacer KARABAĞ ARSLAN                                      Turgay AKKUŞ

      Tülay AYDIN                                                             Ümmügülsüm CANDEĞER

      Yasin COŞKUN                                                         Yenal ÜNAL

      Yeter MENGEŞ                                                         Zeynep CEYLAN ŞAHİN

      Bekir Sadık TOPALOĞLU

    • Felsefe

      Feminist Felsefe

      Açıklama


      Feminist Felsefe başlığının cüretkâr olduğunun farkındayım. “Felsefe”ye böyle bir ön adın eklenmesi başka herhangi bir ön adın sınırlayıcılığının aksine ona hakiki anlamda kapsayıcı bir statü kazandırma maksadı taşımaktadır. Olympe de Gouges, Mary Wollstonecraft ve özellikle Simone de Beauvoir’dan beri feminist teorisyenlerin ortaya çıkardığı hakikat, felsefenin iddia edilenin aksine genel ya da evrensel kavramlar aracılığıyla düşünmemiş olmasıdır. Her sözde-evrensel kavram ya da sav kasıtlı ya da kasıtsız biçimde içermeyi başaramadığı ya da tikeldeki genellemeden kaçan sonsuzluğun zorunlu bir sonucu olarak dışladığı unsurlarla karşı karşıya kalır. Önce feminist aktivistlerin sonra teorisyenlerin bize gösterdiği şey başta “insan” kavrayışı olmak üzere felsefedeki bu evrensellik iddiasının sahteliğidir işte. Bugüne dek felsefenin biricik aracı olan “akıl”; cinsiyete, bedene, yaşama kör hatta kendi aracılığıyla içselleştirilmiş ve sistemleştirilmiş ayrımcılığa kör “akıl”, bu unsurlara karşı duyarlı hale gelmek zorundadır. Belki o gün sadece “felsefe” demek yeterli olacaktır

    • Eğitim

      Liyakat & Meritokrasi

      Açıklama


      Eğer bir ülkede kamu hizmetlerine giriş hakkı kayırmacılık ve kollamacılık yoluyla akrabalara, eş-dostlara, vasatlara ve partizan zevatlara bir imtiyaz olarak sunuluyorsa o takdirde liyakatsizlik batağına saplanmış ve netice olarak ahlaksızlık uçurumuna doğru yuvarlanmışız demektir.

      Bir ülke düşünün ki, orada devlet yönetimine sızmış ve devleti ele geçirmiş olan mütedeyyin çevreler kamusal görevlere içinde Allah korkusu olan mümin kardeşlerini getirerek toplumsal düzeni, adaleti ve ahlakı tesis etme gayesinde birleşsinler; çaldıkları soruları “altın nesil” adını verdikleri din kardeşlerine dağıtsınlar ve onları kamu kurum ve kuruluşlarında muhtelif makam ve görevlere yerleştirsinler!

      Bir ülke düşünün ki, orada hikmet-i hükûmetin yöneticileri “devletin âlî menfaatleri” hurafesine sığınarak, beka ve güvenlik gerekçesini kılıf göstererek, herkesin kamu hizmetine girme hakkının tehdit ve tehlike oluşturabileceğini söyleyerek mülakat sınavı uygulamasını yaygınlaştırsınlar; kamu kurum ve kuruluşlarının yazılı sınavlarında en yüksek notu almış olan gencecik evlatlarımızı mülakat sınavlarında eleyerek partizan adamlarını en düşük görevlerden en yüksek görevlere kadar her yere yerleştirsinler!…

      Bu kitapta Türkiye’nin temel meselelerinden biri olan liyakatsizlik sorununu teorik ve felsefi boyutlarıyla ele alan muhtelif çalışmalar yer almaktadır.

    • Genel

      Mübadele ve Mübadillik

      Açıklama


      Mübadele, neredeyse yüz yıldır kabuk bağlamayan bir yaradır. 1923 yılından günümüze, yaşanan o büyük göçün dramı nesilden nesile aktarılarak hep taze tutulmuştur. Unutursan, yok olursun ! Yaşanan sıkıntılar, acılar, ölümler, ayrılıklar, var olmakla yok olmamak arasındaki yaşam mücadelesi, kaybolan hayatlar, yitirilen eşler, dostlar, çocuklar, birbirini kaybeden, parçalanan aileler ve gidilecek ülkede bizi bekleyen büyük bir belirsizlik. Mübadele, hayatınızın kör bir baltayla aniden kesilmesi, yeni bir coğrafyada ayakta tutunabilme savaşıdır.

      Halil Fehmi DAĞ

      Dağların kokusunu bulacaksınız bu çalışmada ! Esen kasırgaların uğultusunu, gemilerin acı düdük seslerini, mübadillerin dramlarını ; gölgeler gibi, büyük bir elin onları anayurtlarından alıp Türkiye’ye savruluşlarının hikayesini bulacaksınız.

      Prof. Dr. Kemal ARI

    • Genel

      Coğrafya ve Jeopolitik Perspektifinden Rusya Federasyonu

      Açıklama


      • Türkiye’de Rusya ile ilgili çok sayıda kitap yazılmış olmasına rağmen bunlar genelde uluslararası ilişkiler, ekonomi, tarih, ticaret ve Türkiye-Rusya ilişkileri gibi konuları irdelemektedirler. Bu kitapta Rusya Federasyonu, bölgesel coğrafya, siyasi coğrafya, turizm coğrafyası, demografi ve jeopolitik açılarından ele alınmış, ayrıca olgu ve olaylara coğrafyacı penceresinden yaklaşılmıştır.

      • Rusya; ne bir tanıma, ne bir yargıya, ne bir ideolojiye, ne bir tarihsel kesite, ne bir makaleye veya kitaba sığdırılamayacak kadar büyük, farklı, renkli, karmaşık ve çok boyutlu bir ülkedir. Rusya; zaman, mekân ve mesafe kavramlarının silikleştiği, hatta anlamını yitirdiği bir sınırsızlıklar ülkesidir. Coğrafi boyutların ve arazi uzaklıklarının sonsuzlaştığı bir yerdir. Birey ve toplumların, köylerin ve kentlerin, beşeri eserlerin ve ekosistemlerin biyosferdeki kayboluşudur. Yüzölçümü bakımından dünyanın en büyük ülkesi olan Rusya Federasyonu, dünyanın en kalabalık nüfuslu dokuzuncu ülkesidir.

      • Rusya; soy ve kan bağlarının, siyasi yönetim ve federal idari yapının, etnik ve dinsel kimliklerin yeryüzündeki en karmaşık, en çelişkili portresidir. Kültürel aidiyetlerin, dil ve inançların, insan haklarının ve siyasi özgürlüklerin gezegenimizdeki en göreceli ve en tartışılır olduğu federal devlettir. Sınırları içinde 22 Özerk Cumhuriyet ve 170’ten fazla etnik topluluğu barındıran Rusya, dünyanın en renkli ve en zengin etnokültür yapısına sahip ülkelerinden biridir.

      • Rusya; 70 yıllık SSCB döneminde sanat, spor, eğitim, kültür, uzay araştırmaları ve bilim alanında elde ettiği parlak başarıları, maalesef sanayi, ticaret ve teknoloji başarılarıyla pekiştirememiş ve ABD ile giriştiği iktisadi yarışı kaybederek, XX. yüzyılın sonunda devlet bütünlüğünün parçalanması ile siyasi çöküşü kaçınılmaz olmuştur. Bu nedenle Rusya XX. yüzyılın en büyük siyasal hayal kırıklığını yaşatan devleti olmuştur çünkü bir asır içinde hem sosyalizmin kurucusu hem de onun yıkıcısı olmuştur.

    • Akademik

      Kızıl Kraliçe Türkiye’de: Özgürlük Eşitlik ve Demokrasinin Geleceği

      Açıklama


      Refah, eşitlik ve özgürlük haklarında düşünmeye, konuşmaya ve yazmaya her zaman ihtiyaç duyulan konular. Her üçünün de kapsamı ve içeriği sürekli değişim halinde. Bu eserde devlet gücü odaklı olarak bu konulara bakmayı denedik. Devlet işin içine girdiğinde konunun kapsamını daraltmak için güç oluşumunun dengelenmesi ve takdir yetkisinin kamu otoritesi kimliği ile etkinleştirilmesine odaklandık. Ülkemizdeki uygulamalar özelinde teorik anlatımları örneklendirmeye çalıştık. Bunlar üzerinde konuşuldukça derinleşen ve hiçbir zaman son sözün söylenemeyeceği alanlar. Bu eser de bu konudaki bilgi birikimine mütevazi bir katkı olmaya aday.

    • Akademik

      Türkiye’de Devlet ve Kriz

      Açıklama


      Kriz döneminde devletlerin birbirlerine daha da yakınlaştığı bir gerçek. Bu yaklaşmanın sağlık ve onu izleyen ekonomik, sosyal ve siyasal sorunları aşmak için bir zorunluluk haline gelmesi ile beraber, kriz yönetiminin doğası da değişmiştir. Çoğunluklar makro çıkarlar açısından küresel arenada karşı karşıya gelen devletlerin, küresel bir salgın karşısında, başlangıcından bugüne ne yaptıkları ya da ne yapmadıkları üzerine inşa olan bir kriz yönetimi ile karşı karşıyayız. Görüldü ki, her küresel kriz ulusal ve uluslararası ciddi sonuçlarıyla gelmektedir. Küresel krizler ve yönetimi açısından Dünya’nın bir yüzleşme ile karşı karşıya olduğu söylenebilir…

      Bu çalışma, krizlerin, nedenlerinin,etkilerinin, devlet-kriz ilişkilerinin ve kriz yönetim ve katılımcı iş birliği ve dayanışma süreçlerinin daha iyi anlaşılarak, krizlere daha hazırlıklı olmaya, özelliklede devletin bu konudaki sorumluluklarının daha iyi görülerek gereğinin uygulanarak aktarılabilmesine katkıda bulunma amacı taşımaktadır. Bu kitap için belirlenen konuların ve bölümlerin, Türkiye için kontrolden çıkıp krize dönüşme olasılığı yüksek olan temel ”sorun” alanlarına ya da ”krize” dönüşmüş konulara ilişkin olmasına özen gösterilmeye çalışmıştır. Her bölümün içerik, konu ve başlıkları, editörlerin ve yazarların karşılıklı önerileri, katkıları ve uzlaşıları ile belirlenmiştir. Kitapta yönetim, siyaset, kamu politikası, kapitalizm, kent, çevre ve enerji, gibi konularda yazılmış on beş bölüm yer almaktadır.

    • Akademik

      Kapitalizmin Kültürel Çelişkileri

      Açıklama


      Daha geniş anlamda bu kitabın ana teması aslında sadece kapitalizmin çelişkileri değil, aynı zamanda burjuva toplumunun, yani ticaret ve sanayi loncalarının yarattığı yeni Dünya’nın 16. yüzyıldan sonra askeri veya dinsel ilgilerden ziyade iktisadi etkinliği toplumun merkezi özelliği kılarak modern toplumu kökten değiştiren orta sınıfın veya burjuvazinin kültürel çelişkileridir.

      Bir gerilim kendi diyalektiğini yaratır. Piyasa toplumsal yapı ve kültürün kesiştiği yer olduğu için, burada olagelen şey son 50 yıldır ekonominin kültür aracılığıyla sergilenen hayat tarzları üretmeye ayarlı olmasıydı. Bu yüzden, hem bu alanlar hem bu alanlar arasında bir çelişki ortaya çıkmış, hem de bu gerilim bizzat iktisadi alan içerisinde bir başka çelişki üretmiştir. Kapitalist girişimci Dünya üretim ve organizasyon alanlarındaki baskın değerler sistemi halen çalışma, doyumu erteleme, kariyer yönelimi, şirkete bağlılık temelli bir sistemdir.

      Çağdaş kapitalizmde gördüğüm çelişkiler bir zamanlar kültür ve toplumu bir arada tutan bağların kopmasından ve toplumlarımızda yaygın hazcılığın etkisinden kaynaklanmaktadır.

    • Gözde DEDEOĞLU

      Demokrasi Basın ve Haber Etiği

      Açıklama


      Genelde kitle iletişim araçları, özelde yazılı basının birinci görevi halkı bilgilendirmek ve yanısıra, bunu doğru biçimde yapmaktır. Bu işlev aynı zamanda gazetecilik etiğinin ve haber etiğinin de gereği olarak belirmektedir. Bu iki işlevin olması gerektiği gibi yerine getirilmesi demokrasi bilincinin oluşumuna ve yerleşmesine yardım sağlarken, bilgilendirme ve doğru bilgilendirme işlevlerinin gerçekleştirilmemesi demokrasi kültürüne ve dolayısıyla demokratik toplum yapısına zarar vermektedir.

      Haberin bilinen işlevlerinden uzaklaşması ve ideolojik bir aygıt olarak değerlendirilmesi; haberi üreten yapılara, ürüne, yani habere ve bu ürünün alımlanmasına yönelik incelemeleri gerekli kılmaktadır. Haber belli bir kültürel sistem ve bu kültürün oluştuğu tarihsel arka planla bağlantılı olarak belli bir ekonomi-politik yapı içerisinde üretilip tüketildiğinden; söz konusu incelemelerin yeterliliği amaçlandığında, kültürel ve ekonomi-politik unsurların birlikte ele alınması gerekmektedir.

      Çalışmada inceleme yöntemi olarak seçilen “Eleştirel Söylem Çözümlemesi” yaklaşımı kültürel bir olgu olarak haber metnini incelerken, bu metnin üretildiği ve tüketildiği bağlama da önem vermekte, sosyo-ekonomik koşulların, tarihsel süreci de göz önüne alarak incelenmesi gerektiği görüşünü taşımaktadır. Yazılı basın incelemelerinde araştırma yöntemi olarak seçilen “Eleştirel Söylem Çözümlemesi”, Teun A. van Dijk’ın yaklaşımı ve çalışmaları ışığında aktarılmaktadır. Teun A. van Dijk çalışmalarında çok disiplinli bir yaklaşım izlemekte, bir söylem türü olarak haberin çözümlemesini yaparken metinle bağlamın ilişkisini vurgulamakta, söylem biçimleri yoluyla iktidarın uygulanmasını irdelemektedir. Böyle bir çözümleme, medya söylemini geniş bir sosyoekonomik ve kültürel çerçeveyle ele almaktadır.

    • Felsefe

      Feminist Felsefe

      Açıklama


      Feminist Felsefe başlığının cüretkâr olduğunun farkındayım. “Felsefe”ye böyle bir ön adın eklenmesi başka herhangi bir ön adın sınırlayıcılığının aksine ona hakiki anlamda kapsayıcı bir statü kazandırma maksadı taşımaktadır. Olympe de Gouges, Mary Wollstonecraft ve özellikle Simone de Beauvoir’dan beri feminist teorisyenlerin ortaya çıkardığı hakikat, felsefenin iddia edilenin aksine genel ya da evrensel kavramlar aracılığıyla düşünmemiş olmasıdır. Her sözde-evrensel kavram ya da sav kasıtlı ya da kasıtsız biçimde içermeyi başaramadığı ya da tikeldeki genellemeden kaçan sonsuzluğun zorunlu bir sonucu olarak dışladığı unsurlarla karşı karşıya kalır. Önce feminist aktivistlerin sonra teorisyenlerin bize gösterdiği şey başta “insan” kavrayışı olmak üzere felsefedeki bu evrensellik iddiasının sahteliğidir işte. Bugüne dek felsefenin biricik aracı olan “akıl”; cinsiyete, bedene, yaşama kör hatta kendi aracılığıyla içselleştirilmiş ve sistemleştirilmiş ayrımcılığa kör “akıl”, bu unsurlara karşı duyarlı hale gelmek zorundadır. Belki o gün sadece “felsefe” demek yeterli olacaktır

    • Eğitim

      Kültürün Görsel Yolculuğu

      Açıklama


      Bu kitapta temel olarak incelenen kültürün görsel tarihi olduğu için tüm örnekler görseller üzerinden aktarılmaya çalışılmıştır ama elbette o görseli çözümleyebilmek için kökenlere de bakmak gerektiği de hatırlatılmaktadır. Resim ve heykelin yanı sıra mimari unsurlara da yer verilmiştir. Hikâye anlatıcılığı, maskeler, ışık ve gölge oyunları, tüm bunların sözlü kültür sonrasında nasıl evrildiği, toplumsal belleğimizde olan imgeleri nasıl dönüştürdüğümüz ve yeniden yorumladığımız tartışılmaya çalışılmıştır.

      Herakleitos’un dediği gibi, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Zaman içinde insanın yaratma edimine hizmet eden enstrümanlar değişmiştir bununla birlikte kendini ve içinde bulunduğu gerçekliği ifade etmeye yönelik ihtiyaç hatta açlık yeni keşfettiği oyuncaklarla yeni ortamlarda varlığını sürdürmektedir.

      Doğal afetler, savaşlar, salgınlar ve her türlü felaket, insana, ölümden daha çok korkması gereken tek şeyi bir kez daha hatırlatmış ve insanoğlu yitip gitmemek, hiç yaşamamış olmamak için yaratmaya, tüm sanatlar aracılığıyla varlığının izlerini kazımaya devam etmiştir ve edecektir, her birimizin yaptığı gibi…

      Keyifli okumalar

    • Genel Konular

      Sanat ve Estetik Kuramları

      Açıklama


      Yaşama yeni bir anlam kazandırılmasında ve insanın kendini tanıma çabasında önde gelen başarılardan biri sayılan sanatlara ilişkin düşünce yorumlara yer verilen bu kitapta, sanatlar bir bilgi ve değer temelinde ele alınmış, onlarla ilgili kuramlar serinlenmiştir. Okuyucuyu sanatın evrensel boyutuna katmayı amaçlayan bu çalışma, alımlayıcısız bir sanat etkinliğinin olanaksızlığını da vurgular. Genel bir bakışın ardından filozofların görüşleri ışığında ele alınan sanatlar, özlü ve anlaşılır bir biçimde aktarılmaya çalışılmıştır. Sanat ve Estetik Kuramları ilgi duyanların yararlanacaklarını umduğumuz özgün bir çalışmadır.

    • Felsefe

      Kültürel Sorunlarımız Üzerine Felsefi Sorgulamalar

      Açıklama


      Felsefe, dil-düşünce ve gerçeklik ilişkileri bağlamında yürütülen kavramsal, mantıksal, refleksif ve eleştirel bir sorgulamadır. Felsefe etkinliğini yürüten filozof, mitik olanı, tabu olanı, eleştirilemez olanı sorgulamaya yöneldiği için, genelde toplumunda bir tür yabancıdır, yersiz yurtsuzdur ve yalnızdır. Filozof, Don Kişot olmayı göze almıştır; hesabını veremediği, eleştiri süzgecinden geçirmediği hiçbir düşünceyi terekesine almaz. Filozofun en önemli eleştiri nesnelerinden birisi de, mitik anlatılar, inançlar ve kültürel kabullerdir. Kuşkuyla karşılanan ve ötekileştirilen filozofun kültürel inançlara ve kabullere yönelik eleştirileri, aslında kültürün ussal düzlemde yeniden üretimini, gelişip serpilmesini olanaklı kılar. Bu yüzden denilebilir ki, mitos’tan logos’a uzanan, aydınlanmış ve sürekli aydınlanmayı önceleyen bir kültür inşası, ancak ussalı önceleyen felsefi sorgulamalar ile mümkündür.

      İşte Prof. Dr. Hasan Aydın, Kültürel Sorunlarımız Üzerine Felsefi Sorgulamalar adlı eserinde, anılan saptamalardan yola çıkarak, felsefe, bilim, din, eğitim, ahlak ve siyaset  gibi temel kavramlara yönelik kültürel kavrayışlarımızı eleştiri süzgecinden geçirmekte, okuyucuyu kendisiyle birlikte söz konusu kavramlar hakkında eleştirel bir refleksiyonda bulunmaya davet etmektedir. Eleştirel sorgulamalar yoluyla okuyucunun kendi düşünceleriyle de hesaplaşma olanağı bulacağı düşünülmektedir.

    • Felsefe

      Felsefe Işığıyla Arayışlar

      Açıklama


      Uzun yıllar başarıyla sürdürdüğü akademik yaşamını sayısız kitap ve makaleyle taçlandıran Prof. Dr. Nejat Bozkurt bu kitabıyla tarihten sanata, bilimden gündelik yaşama, çok geniş bir yelpazeye yayılmış sorunlar yumağına felsefe ışığıyla bakmayı deniyor. Uygarlığımızın karşı karşıya kaldığı bu çeşitli sorunlar kimi kısa kimi uzun ama hepsi bir usta yazarın kaleminden çıkan yirmi altı araştırma yazısında irdeleniyor.
      Felsefe Işığıyla Arayışlar,problemleri belirleme ve betimlemenin, yani bir anlamda aydınlatmanın yanında, onlara çözümler üretmeye de yöneliyor. Elbette, felsefenin tüm sorularına cevap verme ve tüm sorunlarını çözme iddiasında değil. Kitap daha çok okuruyla birlikte bir arayış yolculuğu tasarlıyor.
      Bu kitapta da örnekleri görüleceği gibi, felsefi düşünme hemen her problemi gücü yettiğince kendisine araştırma konusu yapar; bu nedenle felsefeyi birtakım sistemlerin dar kalıplarına sıkıştırma düşüncenin gücünü ve yaratıcılığını ortadan kaldıracaktır. Felsefe sorunlarını aydınlatan ve çözmeye çalışan yanıyla hayatın her alanında insanlığın yararlanabileceği bir düşünme etkinliğidir.Felsefe Işığıyla Arayışlar da işte böylesi anlar için bir yol arkadaşlığı önerisidir.

    • Genel Konular

      Dil Araştırmaları

      Açıklama


      Türkiye Türkçesi dil bilgisi üzerine yapılan çalışmalar bir yandan geleneksel yöntemlerle incelenmeyi sürdürürken diğer yandan da dil bilimi yöntemlerinden yararlanarak yepyeni bakış açılarıyla irdelenmektedir. Bugün pek çok konu akademik çevrelerde yeniden tartışmaya açılmakta ve sonuçları bilim dünyasına sunulmaktadır.

      Yetersiz düzeyde ve tam olarak oluşturulmamış olsa da konuyla ilgili araştırmaların umut verici olduğunu söylemek Türkoloji adına sevindiricidir. Önemli olan ulaşılan verilerin ilgili çevrelerce paylaşılmasıdır. Bu mantıktan yola çıkarak Türk dili ve edebiyat alanında çeşitli yazılar tartışmalara değişik açıdan bir parça ışık tutmak dil incelemelerine katkıda bulunmak amacıyla aynı çatı altında toplandı.

    • Genel Konular

      Bilim ve Felsefe Yazıları

      Açıklama


      Bu kitap 20.yy’ın bilim ve felsefe anlayışını köklü biçimde dönüştüren Albert Einstein’ın bu konular üstüne kaleme aldığı yazılardan derlenmiş bir seçkidir. Fizik ile felsefenin sıkı bağlılığını ve etkileşimini sürekli vurgulayan bu bilimadamı ve düşünürün söylediği gibi Kendi bilimdalının şu andaki güçlükleri fizikçiyi önceki koşullardan daha fazla bir oranda felsefi problemlerle uğraşmaya ve hesaplaşmaya zorlamaktadır. Bu cümleden olarak bilimadamının deney ve gözlem yanında tıpkı bir filozof ve sanatçı gibi hayalgücünün o büyülü ve çekici dünyalarında metafiziğin o aldatıcı ve sınırsız alanlarında kendini denetlemek koşuluyla kısa süreliğine de olsa dolaşmasını bilmesi gerekir. Çünkü güvenilmez olsa da insanın hayalgücüne ve metafiziğe ihtiyacı vardır. Bu gereksinim temel bilimlerin varlığı ile araştırıcının kuramlarının başarısı için de bir zorunluluktur. Bilimadamının herşeyden önce bir kültür insanı olduğunu vurgulayan A. Einstein yaşamı boyunca elverdiği ölçüde her konu ve sorunla ilgilenmiştir. Bu nedenle okur onun yazılarında bilim felsefesi ile tarihinden din eğitim savaş siyaset ve özgürlük gibi konulara değindiğini görecek kitaptaki incelemelerde fiziğin yaklaşık üçyüz yıllık serüvenine tanıklık edeceği gibi iki büyük savaşın insanlığa ne büyük acılar ve sorunlar getirdiğini de izleyebilecektir. Türkçe’de ilk kez yayımlanan bu yazıların Einstein’ın bilim ve felsefe anlayışını anlamada yardımcı olacağı gibi okurların daha ileri okumalarla bilim ve felsefeye olan ilgilerini de arttıracağını umuyorum.

    • Edebiyat

      100. Yıla 100 Anı

      Açıklama


      Geleceğin etkili silahı da aracı da hiç kuşkunuz olmasın uçaklardır. Bir gün insanoğlu uçaksız göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de Ay’dan bizlere mesajlar yollayacaklardır.

      Mustafa Kemal Atatürk

      1936 Eskişehir Tayyare Alayı


      Cumhuriyet’imizin 100. yılında Atamızın bilim, eğitim, sanat, öngörü, kadınlara verdiği büyük değer ve az bilinen şahsi portresini içeren 100 değerli anısını yazmak istedik. İlgi ile okuyacağınız 100 anıyı derleyerek kitap haline getirdik. Kitabın sayfalarında gezinirken, Atatürk’ün günümüze ışık tutan öngörülerini, bilime ve sanata verdiği önemi görüp gururlanacaksınız. Kitabımızı, büyük umutlarla geleceğini inşa eden ülkemizin aydınlık yüzlü gençlerine ithaf ediyoruz.

    • Edebiyat

      Yüklem İşletimi

      Açıklama


      Bir ayağında Ad İşletimi, bir ayağında Eylem İşletimi olan sacayağı, üçgenini tamamlayan Yüklem İşletimi ile nihayet bütünlüğüne kavuştu. Böylece sondan eklemeli yapıya sahip olan Türkçe için çok önemli olan işletim konusu, tek bir yazarın kaleminden, aynı bakış açısıyla incelenmiş oldu.

      Yüklem İşletimini ortaya koymak için sözcük türleri; işletme ekleri; asıl unsur, yardımcı unsuru içeren yönetim kuramı; yüklem kategorisi; cümle, cümle türleri; cümlelerde yer alan ögeler vb. pek çok konunun sorgulandığı bu çalışmada ister istermez yüklem işletiminin kapsama alanına giren konular da tartışmaya açılmıştır.

      Pek çok çalışma yapılmasına karşın henüz birleştirici sonuçlara gidilememesi, konuların ele alınışında tartışmacı bir yöntem izlenmesini kaçınılmaz kılmıştır. Yararlı olması umuduyla…

    • Edebiyat

      Türkiye Türkçesinde Yapı Kavramı ve Söz Dizimi İncelemeleri

      Açıklama


      Söz dizimi çözümlemelerini farklı bir yaklaşımla ele alan ve yeni bir yöntemi deneme temeli üzerine oturtulan bu çalışmada, birden fazla cümle, aynı bütünün parçası olarak görülüp yüzey-derin yapı ilişkileri doğrultusunda incelenmiştir. Dil bilgisinin köken bilgisi ve ses bilgisi dışındaki biçim bilgisi, sözcük bilgisi, cümle bilgisi, anlam bilgisi olmak üzere dört bölümünü kapsayan bu çalışmayla varılmak istenen tezler, şöyle belirlenebilir:

      1. Cümlenin en büyük dil birimi olmadığı ve iletişimde yetersiz kaldığı, sağlıklı iletişimin ancak cümleden büyük birimlerle gerçekleşebileceği tezini desteklemek,

      2. Cümleden büyük birimin (CBB) ses, sözcük, cümle vb. gibi bir dil birimi olduğunu göstermek,

      3. Cümleden büyük birimlerin nasıl incelenmesi gerektiğine açıklık getirmek, yeni bir söz dizimi yöntemi önerisinde bulunmak,

      4. Dil incelemelerinin yalnız biçim ilişkileriyle olamayacağını, anlam ilişkilerinin hesaba katılmasıyla daha sağlıklı olacağını, yanılgıların, anlam bulanıklıklarının ortadan kalkabileceğini göstermek,

      5. Cümlelerin yapılarına göre incelenmesine gerek olmadığına, cümlede görev almış birimlerin yüklemle girdikleri biçim ve anlam ilişkilerinin ortaya konması gerektiğine, bu bağlamda yapı kavramının dilin bütünüyle ilgili olduğuna dikkat çekmek,

      6. Dil bilgisinin tek bir bölümünü değil de; birden fazla bölümünü özellikle de anlam bilgisini söz diziminin emrine sokmak; böylece bu tür incelemelerin sınırlarını genişletmek.

    • Edebiyat

      Dil İncelemeleri

      Açıklama


      Kolay ulaşılabilirliği sağlamak ve yararlanabilirliği hızlandırmak amacıyla basılan elinizdeki kitap, çoğu dil bilgisi konularına ait 21 makale ve bildiriden oluşmaktadır. Eklerden çatıya, ögelerden cümlenin kurgulanışına, karşıtlıktan çıkarıma, olumsuzluğa varıncaya dek ele alınan pek çok gramer konusu, biçim bilgisi, söz dizimi, anlam bilgisi üçgeninde çalışıldı. Hemen hepsinde hedef; dil birimlerinin dizge içindeki durumunu, dilbilgisel-anlamsal işlevlerini, sistemin işleyişinde üstlendikleri sorumlulukları gözler önüne sermektir. Bu amaçla sorun olarak görülen konular belirlenmiş, farklı bakış açılarıyla sorgulanmış, çağdaş yaklaşımlarla yeniden ele alınarak farkındalık yaratmak istenmiştir. Son üç yıllık emeğin ürünü olma özelliği, bilgilerin tazeliğini korurken Türklük Bilgisinde gündemi oluşturan, irdelenen konular hakkında da fikir verecektir.

    • İslam

      Kutbe’d-Din İzniki Mukaddime

      Açıklama


      İznikli Kutbettin b. Muhammed tarafından yazılan, pek çok yazma nüshası olan ve ilk Türkçe ilmihal olarak bilinen Mukaddime, dönemine damgasını vurduğu gibi ününü günümüze kadar taşıyan bir eserdir. Ancak üzerine çok falza çalışma yapıldığı söylenemez.

      Mukaddime, 14. Yüzyıl Türkçesinin tüm özelliklerini bünyesinde barındırır. Zengin söz varlığı ile sade nesrin önemli örneklerinden biridir. Halka İslamiyeti özellikle İslamın şartlarını öğretmek üzere kaleme alınan eser, eğitici-öğretici kimliğinin yanı sıra Türk aile yaşamı, kültürü, gelenek-görenek, inanç sistemini yansıtmakta; bunların uygulanması konusunda tarihe ışık tutmaktadır. Bu nedenle Mukaddime’nin Türk Dili ve Edebiyatı dışında dini, felsefi, tarih, sosyolojik, psikolojik boyutu vardır.

    • Hüseyin BAL

      Bahailik ve Bahai Gruplarının Niteliği

      Açıklama


      Bu çalışma, Bahailik inancını ve bu inancı yaşayan bir Bahai grubunun niteliklerini anlamayı amaçlamaktadır. Çalışma kuramsal ve uygulamalı olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma Antalya’da Bahai grup üyeleriyle yapılan mülakatlarla ve katılımlı gözlemlerle tamamlanmıştır. Araştırma nitel yöntem paradigması içinde, anlamacı-yorumlayıcı anlayış seçilerek gerçekleştirilmiştir. Bir Bahai grubunu bilişsel-davranışsal-maddi boyutlarda derinlemesine anlamayı içerdiği için durum araştırması tercih edilmiştir. Bu çalışmanın bir amacı da lisans ve lisansüstü öğrencileri ve araştırmacıların sosyolojik manada bir dini grup araştırmasının temel kural ve yaklaşımlarını geliştirmelerine yardımcı olmaktır.

    • Hüseyin BAL

      Aleviliğin Tasavvufi Boyutu

      Açıklama


      Aşk ve hikmet yolu olarak tasavvuf Aleviliğin merkezindedir. Aleviliğin tarihsel, sosyolojik boyutlarının yanında derin bir tasavvufi boyutu vardır. Aleviliğin tasavvufi boyutu, tasavvufun temal kavram ve temalarının içinde ilerleyerek, Kur’an’ın batını yorumunu benimseyerek, insan ve Tanrı sevgisini yücelterek oluşmuştur. Bu tasavvuf, ilmin kapısı Hz. Ali, İmam Cafer-i Sadık, Ahmed Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, “Yedi Ulu Ozan”ın ve cümle erenlein eserlerinde, nefeslerinde, deyişlerinde temellendirilmtir. Bu mütevazi çalışma söz konusu kaynaklara ulaşmayı, onları anlamayı ve buralarda bulunan cevheri paylaşmayı amaçlamaktadır.

    • Abdurrahman KURT

      Din Sosyolojisi

      Açıklama


      Toplumsal bir varlık olarak bireyler, genelde toplumsal yapı-din ilişkisini ve özelde toplumsal sorunlar karşısında dinin rolünü anlamaya ilgi duyabilirler. Ne var ki, din kaynaklı toplumsal olaylar çoğu defa uzman görüşüne başvurmayı gerekli kılacak ölçüde karmaşık olabilir. İşte bu eser toplumsal bir olgu olarak dinin, dini grupların ve dini karakterli toplumsal olayların analizinde bir başvuru kaynağı niteliğindedir. Bu çalışma, öncelikli olarak, Din sosyolojisi öğrencilerine hitap etmekle birlikte, din-toplum ilişkisine dair derli-toplu bilgi edinmek isteyen her düzeyden okuyucunun da ilgisine karşılık verebilecek düzeydedir.

    • Eğitim

      Kültürün Görsel Yolculuğu

      Açıklama


      Bu kitapta temel olarak incelenen kültürün görsel tarihi olduğu için tüm örnekler görseller üzerinden aktarılmaya çalışılmıştır ama elbette o görseli çözümleyebilmek için kökenlere de bakmak gerektiği de hatırlatılmaktadır. Resim ve heykelin yanı sıra mimari unsurlara da yer verilmiştir. Hikâye anlatıcılığı, maskeler, ışık ve gölge oyunları, tüm bunların sözlü kültür sonrasında nasıl evrildiği, toplumsal belleğimizde olan imgeleri nasıl dönüştürdüğümüz ve yeniden yorumladığımız tartışılmaya çalışılmıştır.

      Herakleitos’un dediği gibi, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Zaman içinde insanın yaratma edimine hizmet eden enstrümanlar değişmiştir bununla birlikte kendini ve içinde bulunduğu gerçekliği ifade etmeye yönelik ihtiyaç hatta açlık yeni keşfettiği oyuncaklarla yeni ortamlarda varlığını sürdürmektedir.

      Doğal afetler, savaşlar, salgınlar ve her türlü felaket, insana, ölümden daha çok korkması gereken tek şeyi bir kez daha hatırlatmış ve insanoğlu yitip gitmemek, hiç yaşamamış olmamak için yaratmaya, tüm sanatlar aracılığıyla varlığının izlerini kazımaya devam etmiştir ve edecektir, her birimizin yaptığı gibi…

      Keyifli okumalar

    • Eğitim

      Liyakat & Meritokrasi

      Açıklama


      Eğer bir ülkede kamu hizmetlerine giriş hakkı kayırmacılık ve kollamacılık yoluyla akrabalara, eş-dostlara, vasatlara ve partizan zevatlara bir imtiyaz olarak sunuluyorsa o takdirde liyakatsizlik batağına saplanmış ve netice olarak ahlaksızlık uçurumuna doğru yuvarlanmışız demektir.

      Bir ülke düşünün ki, orada devlet yönetimine sızmış ve devleti ele geçirmiş olan mütedeyyin çevreler kamusal görevlere içinde Allah korkusu olan mümin kardeşlerini getirerek toplumsal düzeni, adaleti ve ahlakı tesis etme gayesinde birleşsinler; çaldıkları soruları “altın nesil” adını verdikleri din kardeşlerine dağıtsınlar ve onları kamu kurum ve kuruluşlarında muhtelif makam ve görevlere yerleştirsinler!

      Bir ülke düşünün ki, orada hikmet-i hükûmetin yöneticileri “devletin âlî menfaatleri” hurafesine sığınarak, beka ve güvenlik gerekçesini kılıf göstererek, herkesin kamu hizmetine girme hakkının tehdit ve tehlike oluşturabileceğini söyleyerek mülakat sınavı uygulamasını yaygınlaştırsınlar; kamu kurum ve kuruluşlarının yazılı sınavlarında en yüksek notu almış olan gencecik evlatlarımızı mülakat sınavlarında eleyerek partizan adamlarını en düşük görevlerden en yüksek görevlere kadar her yere yerleştirsinler!…

      Bu kitapta Türkiye’nin temel meselelerinden biri olan liyakatsizlik sorununu teorik ve felsefi boyutlarıyla ele alan muhtelif çalışmalar yer almaktadır.

    • Akademik

      Betimsel İstatistik

      Açıklama


      Tanımlayamadığınızı ölçemezsiniz,
      Ölçmediğinizi analiz edemezsiniz,
      Analiz edemediğinizi iyileştiremezsiniz,
      Kontrol edemezseniz yönetemezsiniz,
      Yönetemezseniz acımasız rekabet
      Koşullaarında yol olup gidersiniz.
      Prof.Dr.Ekan IŞIĞIÇOK

      * Beni ve Üçüncü Göz: İstatistik seminerini iyi dinler, söylediklerimi anlar ve benimserseniz, 1 gün içinde değişirsiniz.
      *Beni dinlemeye devam eder ve söylediklerimi uygularsanız, 1 hafta içinde değer katar, 1 ay içinde fark yaratırsınız.
      * Beni 10 gün dinlre, söylediklerimi uygular ve verilere dayalı karar verme yaklaşımını benimserseniz, 1 yıl içinde
      1’e 10 kazanır ve sürekli iyileştirme yapmaya başlarsınız.
      *Beni 30 gün dinler, söylediklerimi uygular ve ileri istatistiksel teknikleri iş süreçlerinize uygularsanız, üçüncü gözünüz açılır, 3-5 yıl içinde rakiplerinize yetişir ve sürekli iyileştirme yaklaşımını tüm çalışanlarınıza yayarsınız.
      *Beni 50 gün dinler, söyledikleri uygular, problem savaşçılarınızı artırır ve milyon ölçeğindeki hatalarla frmanızın sigma seviyesini yükseltirseniz, rakipleriniz geçer, aradaki farkı açar ve kurumsallaşma yolunda ilerlersiniz.
      *Beni 100 gün dinler, söylediklerimi uygular, kalitesizlik maliyetlerinizi piyasanın altına ve dünya ölçeğine çekerseniz, piyasanın lideri olur, oyunun kurallarını siz koyar ve standartları da siz belirlersiniz.
      *Bütün bunların temeli iş sonuçlarınıza özel betimsel istatistik, çıkarımsal istatistik, kalite, stratejik planlama,
      yalın altı sgima, iletişim, ekip çalışması ve liderlik vb. tekniklere dayanmakla birlikte, üçlü sac ayağı niteliğindeki şu koşullara da bağlı olmaktadır: i) Vizyoner bir tepe yönetimi, ii) Motive edilmiş, yetkin ve adanmış çalışanlar ve iii) Sistem ve veri altyapısı.

    • Eğitim

      Eğitim Araştırmasında Temel Fikirler ve Kavramlar

      Açıklama


      Eğitim Araştırmasında Temel Fikirler ve Kavramlar eğitim araştırması metodolojisi alanındaki 120 temel kavram hakkında kısa, ancak aydınlatıcı olduğunu umduğumuz yazılar içermektedir. Bunlar fenomenoloji, pozitivizm, etnometodoloji ve postmodernizm gibi temel düşünce okullarını, tümevarım, realizm, rölativizm ve güç gibi felsefi kavramları, vaka araştırması, deney, tarama araştırması ve etnografya gibi araştırma stratejilerini, soru formları, görüşmeler ve gözlemler gibi eğitim araştırması yöntemlerini ve iletme, yayınlama ve referans sistemleri gibi altyapısal sorunları içermektedir. Kitabı eğitim araştırması alanındaki araştırma metodolojisini anlamaya çalışan okuyucular ve bizzat bu türden araştırmalar içinde yer alanlar için bir kaynak olarak tasarladık. Bu nedenle kitap farklı şekillerde kullanılabilir. İlk olarak, okuyucu kendi ilgileri ve kaygılarıyla ilişkili maddeleri seçebilir. İkinci olarak, başından sonuna kadar okunduğunda tutarlı bir argümanı gözden kaybetme ihtimali olsa da, o eğitim araştırması metodolojisi üzerine bir kitap olarak okunabilir. Üçüncü olarak, farklı maddeler arasındaki alternatif bağlantıları yakalamaya çalışan bu kitap sayesinde başka rotalar için fırsatlar sunuyoruz.

Instagram
WhatsApp
Close

Cart

Sepetinizde ürün bulunmuyor.